ORTADOĞU’DA YENİ CEPHELER Mİ OLUŞUYOR?

 

İran'daki saldırılarla ilgili olarak DW'nin sorularını yanıtlayan İran uzmanı Bahman Nirumand saldırıların bölgede Türkiye'nin de dahil olacağı yeni cephelere yol açabileceği görüşünde.

DW: İran'da çarşamba günü son yılların en ağır iki saldırısı düzenlendi. Saldırıyı IŞİD üstlendi. Saldırganlar hakkındaki bilgiler neler?

Bahman Nirumand: Saldırganlar hakkında çok az bilgi var. Arapça konuşmuşlar ancak İran saldırganların İranlı olduğunu söylüyor. Bunlardan tam olarak hangisinin doğru olduğu bilinmiyor. Her halükarda ülkede herkes şokta. İran yönetimi İran'ın huzur ve istikrarın adası olduğunu söyleyip ülkeyi övüyordu. Ve birdenbire hassas noktaları hedef alan bu saldırılar düzenlendi. Dört saldırganın bomba ve makinalı tüfeklerle içeri girebildiği parlamento korunmuyorsa, -iyi gözetlenen Humeyni'nin türbesi için de geçerli bu durum-, bu, ülkeyi güvenli olarak telkin eden İran yönetiminin çizdiği tablo açısından çok kötü.

DW: Saldırılar çok iyi koordine edilmiş, titizlikle planlanmış görünüyor. IŞİD İran'ı uzun süredir tehdit ediyordu ama böyle bir saldırı düzenlenmemişti. Neden?

Bahman Nirumand: Ayetullah Ali Hamaney IŞİD'in bugüne dek İran'a saldırı düzenlememesini, İran'ın Suriye ve Irak'ta terörizmle mücadele etmesiyle gerekçelendiriyor. İranlılar IŞİD'in İran sınırına 30, 40 kilometreden az yaklaşması halinde, saldırma tehdidinde bulundu. Irak ve Suriye'deki İranlı güvenlik güçleri IŞİD'in İran'da varlık göstermesini engelledi. Buna rağmen yakın zamanda İran'da, IŞİD'li olduğundan yola çıkılan potansiyel saldırganların yakalandığı haberleri geldi.

DW: İran saldırının ardından Suudi Arabistan'ı suçladı. Bu suçlamayı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bahman Nirumand: Ben de saldırının yüzde yüz IŞİD tarafından planlandığına emin değilim. IŞID saldırıları kendisinin düzenlediğini iddia ediyor ama bunun ne derece doğru olduğunu bilmiyorum. Son haftalardaki gelişmeler İran'daki saldırılarla bağlantılı görünüyor. ABD Başkanı Donald Trump'ın Suudi Arabistan ziyareti, İran'a yönelik cephenin oluşturulması, bazı Arap ülkelerinin Katar'la diplomatik ilişkilerini kesmesi, Katar'ın İran'la yakınlaşması, bütün bunlar birbirleriyle ilişkili. Suudi Arabistan'ın ne derecede bu saldırıların arkasında olduğu konusunda bir bilgi yok. Ancak Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı daha birkaç gün önce ülkesinin İran'la Arap toprakları üzerinde bir çatışma yaşamasına izin vermeyeceklerini söyledi. Yani savaş çıkarsa, İran toprakları üzerinde olmalı. Bütün bunların tamamı dikkate alınacak olunursa, Tahran'daki çifte saldırı son günlerde yaşanan gelişmelerin mantığına dahil oluyor.

DW: İran'la Suudi Arabistan arasındaki gerginliğin tırmanma tehlikesinin yüksek olduğunu mu söylüyorsunuz?

Bahman Nirumand: Evet, özellikle bu saldırıların bölgenin tamamındaki güç dengelerini değiştireceğini düşünüyorum. Katar Arap ülkelerinin baskısına boyun mu eğecek, yoksa İran'la daha da mı yakınlaşacak, bu bilinmiyor. Türkiye'nin de bu konuda nasıl davranacağı bilinmiyor. Her halükarda TBMM Katar'daki askeri üssün genişletilmesi kararını onayladı. Türkiye ve Katar'ın Mısır'daki muhalif Müslüman Kardeşler'i desteklediğini biliyoruz. Türkiye'nin Rusya ile yakınlaşması da düşünüldüğünde, bütün bunlar yeni bir cephenin oluşmasına neden olabilir: Bir tarafta İran, Katar, Türkiye, Rusya, Irak ve Lübnan. Diğer tarafta ise Suudi Arabistan, geri kalan Körfez ülkeleri, Mısır ve ABD.  Korkarım önümüzdeki hafta ve aylarda ilişkiler daha da gerilecek. Suudi Arabistan İran'ın etkisini çok kararlı bir biçimde engelleme konusunda kararlı görünüyor. ABD de onu bu konuda destekliyor. Trump bunu açıkça söyledi ve İran'a karşı bir cephe oluşturulması çağrısında bulundu. Bir Arap NATO'sunun oluşturulması akla geliyor. Bütün bunlar gelecek açısından hiç iyimser bir tablo olarak görünmüyor.

DW: Bölgede durumun daha da tırmanacağına mı tanık olacağız?

Bahman Nirumand: Evet. AB'nin bulunabileceği tek girişim arabuluculuk yapmak olur. Ancak Avrupa ülkelerinin ortak bir dış politikası yok. Ve diğer güçler de bunu yapabilecek durumda görünmüyor, ABD ve Rusya örneğin. Çin ise sorunun dışında kalıyor. Yani durum iyi görünmüyor.

İran kökenli bir yayıncı olan Bahman Nirumand Berlin'de yaşamını sürdürüyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Thomas Latschan

 

RSS Feed

rojnameyanewroz.net

IFTTT
Blogger tarafından desteklenmektedir.