23 YIL MÜCADELE EDEN CUMARTESİ ANNEMİZ YAŞAMINI YİTİRDİ...!

Riha'da 1994 yılında kaçırıldıktan sonra kendisinden haber alınamayan Özgür Gündem gazetesi muhabiri Nazım Babaoğlu'nun annesi Makbule Babaoğlu çocuğunun akıbetini öğrenemeden Amed'de son yolcuğuna uğurlandı
Riha'nın (Urfa) Sewrek (Siverek) ilçesinde 1994 yılında kaçırıldıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamayan Özgür Gündem gazetesi muhabiri Nazım Babaoğlu'nun yaşamını yitiren annesi Makbule Babaoğlu, Diyarbakır'da son yolculuğuna uğurlandı. Böbrek yetmezliği nedeniyle 80 yaşında hayatını kaybeden Babaoğlu için Yeniköy Mezarlığı'nda cenaze töreni düzenlendi. Törene HDP Urfa İl Örgütü, Eğitim Sen, SES, 78'ler Derneği yöneticileri, yakınları ve çok sayıda kişi katıldı. Törende duygusal anlar yaşanırken Babaoğlu, dini vecibeler yerine getirildikten sonra toprağa verildi.
Umudunu hiç kaybetmedi
"Makbule anne birçok anne gibi bu diyardan ayrılırken, acı ve özlemle gitti" diye konuşan HDP Riha İl Eşbaşkanı Ayşe Sürücü, "Yıllarca Makbule anne çocuğunun mezarını, kemiklerini aradı ama bulamadı. Devlet çocuğunun mezarını bulmasına bile izin vermedi. Ayrılırken de oğlunun özlemiyle, acısıyla ayrıldı. Makbule anne çok acı çekti ama asla pes etmedi, mücadeleden vazgeçmedi. Çocuğunun kemiklerini yıllarca aradı. Umudunu hiçbir zaman kaybetmedi. Biz de onun mücadelesine ve anısına sahip çıkacağız. Ailesinin başı sağ olsun" diye konuştu. Kayapınar ilçesindeki Bediüzzaman Camii'nde Babaoğlu için taziye kuruldu
Nazım Babaoğlu'nun kaybedilişi…
Özgür Gündem gazetesinin Riha bürosunda 1992 yılı sonlarında büro elemanı olarak çalışmaya başlayan Nazım Babaoğlu, daha sonra muhabir oldu. 12 Mart 1994 tarihinde kaybolmadan bir kaç gün önce, Sewrek'teki korucularla ilgili Riha bürosunun yaptığı haber gazetede manşet oldu. "İşte tecavüzcü korucular" başlığıyla yayınlanan haberde, Bucak aşiretine bağlı korucuların bir kadın öğretmenin evini basarak hem öğretmene hem de evinde kalan kız kardeşine tecavüz ettikleri ve olayın ardından koruculardan bazılarının tutuklandığı anlatılıyordu.
Israrla arandı
Haber Sewrek'te bir devlet memuru ve Siverek Cezaevi Müdürü'ne, sanki Riha'dan savcılıktan arıyormuş gibi teyit ettirilerek yayınlandı. Haber sonrasında gazetenin Riha bürosu etrafında şüpheli kişilerin dolaşmaya başlaması üzerine, gazete personeli yedinci kattaki büronun pencerelerine demir parmaklık taktırdı. Sewrek'te gazetenin dağıtımını yapan Murat Yoğunlu, 12 Mart sabahı Riha büroyu "Burada çok önemli haber var, gelin" diye ısrarla aradı. Aldıkları tehditler ve Sewrek'in durumu nedeniyle kimse gitmek istemese de Nazım Babaoğlu, o sırada gazetenin Riha temsilcisi tarafından Sewrek'e gönderildi.
Matbaa civarında görüldü
Tanıkların ifadesine göre Nazım Babaoğlu o gün en son yerel bir matbaa civarında görüldü. Sonradan Murat Yoğunlu'dan öğrenildiğine göre korucular Murat Yoğunlu'yu dağıtılacak gazetelerle yakalayıp, Sedat Bucak'ın Sewrek'in çıkışında çiftlik evinin altında gözaltına aldı.
İşkence evi
Halk arasında Sedat Bucak'ın bilgisi dahilinde korucuların bu evde gözaltına aldıkları insanlara işkence yapıp sorguladıktan sonra öldürdüğü ve Fırat Nehri'ne ya da kuyulara atarak kaybettikleri söylentileri yaygındı. Korucular Murat Yoğunlu'ya gazetenin abonelerini, Sewrek'teki haber kaynaklarını ve ilişkilerini sordular. Sedat Bucak'ın zorlaması ile onun yanından gazete bürosuna telefon ettirdi.
Gazetedeki resimden…
Murat Yoğunlu daha sonra başka bir nedenle girdiği cezaevindeyken "Ben korkudan telefon ettim" diyerek yaşadıklarını ve Sedat Bucak'ın "Bakalım hangi delikanlı gelecek Özgür Gündem'den" dediğini anlattı. Sedat Bucak'ın evinin alt katındaki hücrelerde gözaltında olan başka kişiler Nazım Babaoğlu'nu görmüş, ona ne sorduklarını, ne yaptıklarını duymuşlardı. O günlerde Riha'da Hüseyin Taşkaya ve 2 kişi daha yine korucular tarafından kaçırılarak kaybedilmişti. Kayıp olan kardeşini ararken Bucakların evinde Nazım'ı gören ve günler sonra gazetedeki resminden tanıyan Aziz Taşkaya, daha sonra kendisi Bucakların evindeyken getirilen Nazım Babaoğlu'nun kim olduğunu sorduğunda "Bu genç gazeteci" cevabını aldığını ifade etti.
Davacı olan babası tehdit edildi
Nazım Babaoğlu'nun 20 gün kadar Bucakların elinde sağ olarak kaldığı ve bir araçla Riha'da gezdirilerek sorgulandığını görenler vardı. Bu duyumlar üzerine davacı olan baba Kemal Babaoğlu, polisler tarafından gözaltına alınıp tehdit edildi. O da diğer çocuklarını korumak amacıyla "Oğlumu kim kaçırdı ben bilmiyorum" şeklinde bir ifade verdi. Böylelikle soruşturma kapatılmış oldu. Aynı zamanda, Nazım Babaoğlu'nun babası ve annesi de bizzat gidip Sedat Bucak ile görüştü.
Kimlik tespiti yapılmadan defnedildi
Yaklaşık bir ay sonra Fırat Nehri'nin kenarında kimliksiz bir ceset bulundu. Nazım olabilir şüphesiyle gidip araştırmak isteyen aileye izin vermeyen emniyet yetkilileri, bulunan bedeni kimlik tespiti yapmadan kimsesizler mezarlığına gömdü.
Anne devleti yönetenlere sordu: Oğlumu bana..?
Babaoğlu'nun annesi Makbule Babaoğlu yıllarca İstanbul Galatasaray'daki Cumartesi Anneleri eylemlerine katılarak çocuğunun akıbetini sordu. Anne Babaoğlu yine bir oturma eyleminde, "Devleti yönetenlere soruyorum; oğlumun kemiklerini bana vermeden nasıl barış yapacaksınız? Çocuklarımızın kemiklerini bizden gizleyerek nasıl barış yapacaksınız? Sadece oğlumun nereye gömüldüğünü bilsem bana yeter. Sadece onun kemiklerini bulmak bana yeter" diye seslenmişti.
AMED / dihaber

RSS Feed

halkinbirligigncelhaber

IFTTT
Blogger tarafından desteklenmektedir.