ERDOĞAN NE SÖYLEYECEK, AMED HALKI NE İSTİYOR?

AKP ve Erdoğan, bir süreden beri MHP muhalefetinin beklenenden daha güçlü hayır kampanyasını geliştirdiklerini gördüklerinden, yani MHP'den beklenen evet desteğinin gelmeyeceğini gördükleri için yine gözlerini Kürt oylarına diktiler.

Kürt oylarını alabilmek için fısıltı gazetesi dahil tüm propaganda araçları devreye sokulmuş durumda. Dün "hain, terörist, İngiliz ajanı" dedikleri Şeyh Said için Diyarbakır'a "Her 'evet' Şeyh Said ve arkadaşlarına bir Fatiha'dır" şeklinde pankart bile astılar.

Erdoğan ve Yıldırım'ın birlikte yapacağı Diyarbakır mitingine öncelikle bu gözle bakılmalıdır. Bu arada kentin birçok caddesindeki aydınlatma direklerine Türk bayrakları ve Erdoğan fotoğraflarının asılması ise, insana Saddam ve Esad'ı hatırlatıyor. Irak ve Suriye'de kentler, yollar diktatörün resimleriyle süslenirdi.

Erdoğan ile Yıldırım Diyarbakır'da ortak miting yapacaklarmış. Demek ki kuvvetli mesaj vermek istiyorlar.  İyi de onca yıkım ve alınan candan sonra neyin mesajını verecekler ki?

"Tamamlanan 290 milyon liralık 85 yatırım"ın (ki ağırlıkla TOKİ binaları) açılışlarının yapılacağı ve önemlisi "bedeli 4 milyar 849 milyon lira olan 164 projenin de öngörülen zamandan önce bitirileceğini" açıklayacaklarmış. Kısacası Türk rejiminin tepesindeki iki isim Diyarbakır'ı "nasıl kalkındıracaklarının" mesajını vereceklermiş!

Ancak Amed halkı, Türk devlet ve hükümetinden Diyarbakır'ı nasıl inşa edeceklerini değil öncelikle neden Sur'u, Cizre'yi, Şırnak'ı yıktıklarının; asıl önemlisi bu yıkım sırasında katledilen onca gencimizin özelde de Taybet anaların öncelikle hesabını vermenizi istiyor sonra tutarlı ve inandırıcı bir özür bekliyor!

Tank ve tomalarla onca kenti yak-yık, onca insanımızı katlet bu konuda tek bir şey söylemeden yakıp yıktıkları kentleri nasıl yapacaklarının "müjdesini" vermeye gel! Dalga mı geçiyorsunuz, insanları enayi mi sanıyorsunuz?

Daha somutta Diyarbakır halkı ne mi istiyor:

Önce yakıp yıktığınızdan ve önemlisi bodrumlarda katledilen onca canın hesabının verilmesi ile paralel bir özür bekliyor.

Sonra, haksız-hukuksuz yere tutuklattığın vekil, belediye başkanı ve siyasilerin serbest bırakılmasını istiyor.

Önemlisi savaşın bitirilmesi ve Kürdistan meselesinin köklü çözümüne ilişkin mesajlarınızı duymak istiyor.

Sosyal-kültürel soykırımı durduracak adım olarak Kürt dilinde eğitim-öğretim hakkının hayata nasıl, ne zaman geçirileceğini açıklamanızı bekliyor.

Bunlara dair mesajlar vermeyecekseniz TOKİ açılışları için gelmenize gerek yok diyorlar! Onları TOKİ genel müdürü de açabilir.

Diyarbakır'da yeni bir çözüm sürecinin mesajını vermek yerine, fısıltı gazetesinin bir süredir, "Erdoğan ve AKP, bugün MHP ile ittifak yapmalarına rağmen İstanbul ve Ankara havaalanlarına Kürdistan bayrağını astılarsa başkanlık sistemi ile Erdoğan'ın önü açılırsa Kürtlere statü dahil yeni adımlar atacak" şeklinde yaydığı mesajları Kürtler arasında güçlendirmek için geliyorsanız; bir nevi "Erdoğan'a güvenin gerisini merak etmeyin" mesajı verilmek için geliyorsanız gelmeyin!

Yakılıp yıkılan Kürdistan kentlerinden ve Kürdistan meselesinin çözümü için söyleyecek sözünüz olmayacaksa (ki olmayacağı görülüyor) gerisi Diyarbakırlılara 1 Nisan şakası olacak! Buna hakkınız yok! 31.03.2017

 

Feed

rojnameyanewroz.net

IFTTT
Blogger tarafından desteklenmektedir.